son dakika

3 Ağustos 2008 Pazar

Bilecik sürgün yerimi?

Bilecik; biz Bilecikliler tarafından, “KURULUŞUN ve KURTULUŞUN BEŞİĞİ” diye adlandırılır. Hem kuruluşa, hem de kurtuluşa beşiklik etmek çok önemlidir. Her ile, ilçeye nasip olmayan bu özelliği ne yazık ki bugüne kadar Bilecik iline bir artı getirmemiştir. Bunun elbette birçok nedeni vardır. Aslında bu konu tam bir tez konusudur. Bugüne kadar hiç kimse de bu konuyla ilgili bir araştırma yapmamış, Bilecik’in bugünkü duruma nasıl geldiğini araştırmamıştır. Bilecik nüfus bakımından Türkiye’nin en küçük illerinden birisidir. Bozüyük ve son 15–20 yıldan buyana merkez ilçedeki gelişmelerin haricinde diğer ilçeleri hakikaten “BATININ DOĞUSU” konumundadır. Bugün Yenipazar, Gölpazarı, Pazaryeri gibi ilçelerimizin ve bu ilçelerimize bağlı köylerimizin durumu Kuruluşa ve Kurtuluşa beşiklik etmiş bir ile hiç yakışmamaktadır. Bilecik’te göstermelik işlerin dışında Bilecik’e köklü yatırımlar yapılmamış, bunlara öncülük edecek kişiler çıkmamış birçok defa da yapılacaklar engellenmiştir. Bunun en önemli sebeplerinden biri olarak, yıllar yılı Batının Doğusu olarak görülen Bilecik’e bürokrat atanmaması, gelenlerin de sürgün havası içinde Bilecik’e gelmeleridir. Bilecik adeta bürokratlar için sürgün yeri olmaktan bir türlü kurtulamamıştır. Sürgüne gönderildiğini düşünen en tepedekinden, en alttakine kadar ki bürokratlar da “Mademki sürgüne geldim, ben de yan gelip yatarım” mantığı ile hareket etmişlerdir. Onun içinde çok kısa zamanda yapılması ve bitirilmesi gereken yatırımlar bir türlü bitirilememiştir. Yaşadığımız 21. yüz yılda Bilecik ili sınırları içerisindeki karayolları gibi bir başka yerde karayolu kalmamıştır. Bozüyük-Mekece, Bilecik-Yenişehir ve Bilecik’in ilçelerine bağlantı yollarına bir bakınız. İnanın ki birçok art niyetlinin yatırım yapılmıyor dediği Güneydoğuda bile böyle yollar kalmamıştır. Üç yılda bitirilmesi gereken Bozüyük çevre yolu ve Türkiye’nin en önemli karayollarından birisi olan Bozüyük-Mekece karayolu halen bitirilememiştir. Bu yol adeta ölüm yolu olarak anılır hale gelmiştir. Kâğıt üzerinde kurulmuş olan Bilecik Üniversitesinin hayata geçirilmesi çok yavaş işlemektedir. Osmaneli, Gölpazarı gibi ilçelerimizde kurulan OSB’ler halen faaliyete geçmemiştir. Bilecik, yıllardan beri, Tarım mı, Sanayi mi yoksa bir eğitim ilimi olacak halen bunu bile kararlaştırıp buna göre plan ve programını yapamamıştır. Osmaneli ilçemizde Sakarya nehri üzerinde yıkılan bir köprü bile yıllarca yapılamamış, birçok köylümüz mağdur edilmiştir. Kısacası Bilecik tarihi önemine rağmen bugün hak ettiği yerde değildir. Yıllarca ilimize sürgüne gelen bürokratların yan gelip yatması, sıkıştıklarında da “Bilecik İnsanı çalışkan değil biz ne yapalım” gibi sözüm ona kendilerini haklı çıkarıcı söylemleri neticesinde Bilecik’te ya işler hiç yapılmıyor, ya da yapılmaya başlanan işler de yıllarca sürüncemede kalarak bitirilemiyor. Bürokratlarımız, festival gezmekten, yağmur dualarına katılmaktan, hıdrellez şenliklerinde boy göstermekten, asli işlerini yapamıyorlar. Yatırımcı bakanlıklarının müdürlüklerinin ilimizde çok büyük projelere imza attığını göreniniz var mı? Bırakın çok büyük projelere imza atmayı, başlamış işleri bitiren, tamamlayan bir müdürlük var mı? Bilecik’i Batının Doğusu olmaktan bir an önce kurtarmak gerekmektedir. Seçilmişlerimiz kendi yandaşı olan bürokratları değil de, hakikaten liyakatli, ehliyet sahibi bürokratların Bilecik’e atanmalarını sağlarlarsa, Bilecik bu sendromdan kurtulur. Yoksa “KURULUŞUN ve KURTULUŞUN BEŞİĞİ” olan ilimiz daha yıllarca sürgün yeri olmaktan kurtulamayacak. Dün olduğu gibi, yarınlarda da çocuklarımız Bilecik’ten göç etmeye mecbur kalacaklardır. Mahkeme kararına rağmen, trafiğe açılan Bozüyük çevre yolunda her gün trafik kazası olmaktadır. Daha büyük bir facia olmadan bu işe bir çare bulunmasını başta Sayın Valimden ve diğer ilgililerden istirham ediyorum. Mehmet Erdem

0 yorum: