son dakika

3 Ağustos 2008 Pazar

Dünya değişir, Bilecik'teki zihniyet değişmez

Bir rivayete göre, 1930'lu yıllarda Atatürk Bilecik'i ziyaret eder. İlin engebelik bir coğrafyada kurulduğunu, gelişmesinin zor olduğunu görünce, etrafındakilere Bilecik'in, Yeniköy Ovasına doğru taşınması gerektiğini söyler. Büyük Önder'in bu isteği Bilecik Ahalisine iletilir. O dönem Bilecik'in önde gelenleri, “Bilecik oraya taşınırsa bizim topraklarımız para etmez olur. Zenginliğimiz gider, Ağalığımız biter” diyerek bu fikre karşı çıkarlar. Atatürk, ikinci gelişinde, Bilecik'in neden taşınmadığını sorar. Ahalinin verdiği cevap söylenir. Atatürk, Ahalinin cevabını duyunca da üzülür ve “Ne haliniz varsa görün” der ve kahreder. Atatürk'ün bu hadiseden sonra bir daha Bilecik'e gelmediği söylenir. Bir başka rivayet ise 1970'li yıllardan. O yıllarda, Bozüyük'e kurulan, o devasa fabrikaların Bilecik'e kurulması gündeme gelir. İşadamları Bilecik'e gelerek yer aramaya başlarlar. Birkaç kişiyle görüşürler. Olay duyulur. Bilecik'in 'sözde' zenginleri; “Bizden daha zenginleri gelecek, bizim papucumuz dama atılacak” diyerek yerlerini satmazlar veya çok para isterler. Bunun üzerine ülkemizin en büyük sanayi kuruluşları, Bozüyük'te bedavaya yer bulurlar ve oraya yatırım yaparlar. Bu iki rivayetten sonra, daha yeni duyduğum ve ilk ağızdan dinlediğim bir olayı aktarayım. İlimizde halen faaliyet gösteren, en önemli sanayi kuruluşlarımızdan birisinin sahibi, yine o yıllarda Bilecik'e yatırım yapar. Tam bu sırada, onun bir başka dostu olan büyük bir sanayi kuruluşu Bilecik'e yatırım yapmak ister. Tam bu sırada Bilecik'in önde gelenleri “Abi, sen geldin neyse ses çıkarmadık ama başka zenginler getirme Bilecik'e” derler. Bunun üzerine Türkiye'nin en büyük sanayi kuruluşlarından birisi de Bilecik'e yatırım yapmaktan vazgeçer. Ne yazık ki, Bilecik bu 'hakim zihniyet' nedeniyle çok zaman kaybetti. Elindeki bilyeleri kaybetmek istemeyen çocuklar gibi davranan bu insanlar yüzünden batının doğusu oldu. Halimiz pür mealimiz ortada. Şimdi sadede gelelim. Yıl 2008. Şimdi de buna benzer bir tabloyla karşı karşıyayız. Bilindiği gibi son günlerde, Bozüyük Mekece yolunun, Bozüyük'le Bilecik arasındaki güzergahının, mevcut yoldan değil de Kurtköy ile Yeniköy güzergahından, farklı bir yerden geçmesi gündemde. Yani, Bilecik'le Bozüyük arasına ikinci bir yol yapılacak. Yol güzergahının değişmesinin en büyük nedeni, şuanda kullanılan yolla yapılması planlanan yeni yolun 63 yerde kesişmesi. Dolayısıyla 30 kilometrelik yol her 500 metrede bir kesişecek. Böyle olursa günde ortalama 10 bin aracın geçtiği yolda trafik felç olur. Yol, en az 63 gün trafiğe kapanacak. Tek alternatif olan Söğüt yolunun ise bu trafiği kaldırması neredeyse imkansız. Eğer bu ağır trafik Söğüt yoluna verilirse, yol daha yapılmadan bozulur. Bir başka neden ise, eski güzergah üzerinde 20'ye yakın irili ufaklı viyadük ve köprü olması. Bu maliyetleri büyük ölçüde artırırken, yolun yapımını da uzatıyor. Söylenen göre, eğer yol Kurtköy Yeniköy güzergahından geçerse devlet 20 milyon YTL'ye yakın tasarruf yapacak. Tüm bunlara rağmen ne yazık ki yol güzergahı değişmiyor ve daha uygun olan Kurtköy Yeniköy güzergahından vazgeçiliyor. Neden? Çünkü yüz yıl önceki zihniyet yine işbaşında. Yolun planını daha önceden ele geçiren ve yolun geçeceği yerde yatırım yapmak için çalışmalara başlayan veya daha önceden yatırım yapan kişiler, “yatırımlarımız boşa gider” endişesiyle bu fikre karşı çıkmışlar. Ankara'dan yolun değişmesini engellemişler. Bu insanların kim olduğunu biliyoruz. İddialara göre, Köprülerin altından çok sular geçmiş. Büyük oyunlar dönmüş. Olayın bu 'dedikodu' kısmına şimdilik girmek istemiyorum. Ancak, tüm bu iddia doğruysa durum çok vahim. Demek ki, yüz yıl önceki zihniyet neyse bugünkü de o. Dünya değişiyor ama ne yazık ki Bilecik'teki bu zihniyet değişmiyor. Yaklaşık bir asır önce Bilecik'in gelişmesine karşı çıkanlarla, bugün karşı çıkanlar arasında, iki su damlası arasındaki kadar fark kadar bile fark yok. Devlet yetkilileri, hem devletin 20 milyon YTL'sini korumak, hem haklarındaki dedikoduların asılsız olduğunu ortaya çıkarmak, hem de milletin hayrına olacak şekilde bir karar vermek durumdalar. Yoksa, önümüzdeki günlerde daha büyük sorunlar yaşanabilir. Durmuş günsur

0 yorum: